-
1 gem vurmak
gem kirin--------lixab kirin -
2 gem vurmak
авызлыклау -
3 gem vurmak
v. fit the bit, curb, rein back, bridle -
4 gem\ vurmak
обу́здывать приуча́ть к узде́ -
5 gem vurmak
a) to bridle b) to restrain, to bridle, to repress -
6 ata gem vurmak
v. give a horse the bridle -
7 hafif gem vurmak
v. snaffle -
8 gem
-
9 gem
удила́gemi azıya almak — а) закуси́ть удила́; б) перен. распоя́саться, разойти́сь
gem vurmak — а) обузда́ть, взнузда́ть ( лошадь); б) перен. наде́ть узду́ на кого, облома́ть рога́ кому
••- gemini kısmak -
10 gem
gem Zaum m, Kandare f; ANAT Zungenbändchen n;gem almak dressieren, zähmen;gem almaz ungehorsam, widerspenstig;-e gem takmak (oder vurmak) zügeln, bändigen;gemi azıya almak Pferd durchgehen; fig aufbrausen, sich vergessen -
11 gem
"bit (of a bridle). - almak (for a horse) to take the bit, be broken in. - almamak not to heed the commands of another; to stay free from another´s control. - almaz 1. uncontrollable, unbridled. 2. unbroken (horse). -i azıya almak 1. (for a horse) to get the bit between its teeth and run. 2. to take the bit between one´s teeth, get out of control. -ini kısmak /ın/ to rein (someone) in, restrain (someone). - vurmak /a/ 1. to bridle. 2. to restrain, curb." -
12 bridle one's tongue
gem vurmak -
13 bändigen
-
14 curb
n. fren, gem; kaldırım kenarı; at ayağındaki şişlik————————v. frenlemek, gem vurmak, gemlemek; zaptetmek; uzak tutmak* * *1. frenle (v.) 2. fren (n.)* * *[kə:b] 1. noun1) (something which restrains or controls: We'll have to put a curb on his enthusiasm.) engel, mani2) ((American) a kerb.) kaldırım kenarı, kenar taşı2. verb(to hold back, restrain or control: You must curb your spending.) gem vurmak, sınırlandırmak -
15 Kandare
Kandare <-n> fgem;dem Pferd die \Kandare anlegen ata gem vurmak;jdn an die \Kandare nehmen birine gem vurmak;jdm die \Kandare anziehen birinin gemini kısmak -
16 brider
-
17 bridle
n. dizgin, yular, gem————————v. gem vurmak; dizginlemek, frenlemek, zaptetmek, karşı gelmek, başkaldırmak* * *1. palamar 2. yular tak (v.) 3. yular (n.)* * *(the harness on a horse's head to which the reins are attached.) yular -
18 snaffle
n. hafif gem————————v. hafif gem vurmak, aşırmak, yürütmek -
19 snaffle
n. hafif gem————————v. hafif gem vurmak, aşırmak, yürütmek -
20 Zaum
- 1
- 2
См. также в других словарях:
gem vurmak — 1) hayvanın ağzına gem takmak 2) mec. her türlü taşkınlığı, isteği, hevesi vb.ni engellemek Senin bütün emellerin, azgın kalbinden korktuğun, ona gem vurmak istediğin içindir. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
GEM VURMAK — Mecaz yoluyla mâni olmak, zabtetmek, bağlamak yerinde kullanılan bir tabirdir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gem — is. Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç Kadın dizginleri çekmek istedi fakat hırçın hayvan sert bir boyun hareketi ile gemini kurtardı. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gem almak gem almamak gem almayan atın ölümü yakındır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına gem vurmak — susturmak, söyletmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HANK — Muhkem etmek, sağlamlaştırmak. * Bir şeyi çiğneyip damağıyla ezmek. * Davarın ağzına gem vurmak veya urgan koymak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük